Buğday (Triticum), buğdaygiller familyasından bütün dünyada ıslahı yapılmış tek yıllık otsu bir bitkidir. Gen merkezi olarak Anadolu, Batı İran ve Kafkasya gösterilmektedir. Dünyada ekiliş ve üretim bakımından ilk sırada yer almaktadır. Buğday tanesi, uygun besleme değeri, saklama ve işlemesindeki kolaylıklar nedeniyle yaklaşık olarak 50 ülkenin temel besini durumundadır.
Buğday tanesinde ortalama % 13 su, % 51 nişasta, % 9 protein, % 2 yağ ve % 1,8 mineral maddeler bulunur. Buğday taneleri tohuma benzemekle beraber aslında birer meyvedir. Meyve kabuğu (perikarp) tohum kabuğu (testa) ile yapışmış durumdadır. Bu tip meyvelere Karyops denir. Tohum kabuğu altında 1-2 sıralı protein tabakası bulunur. Bunu nişastaca zengin olan endosperm (besi doku) takip eder. Besi doku’nun bir ucunda yağ ve protein içeren embriyo bulunur. Buğday’ın bin danesinin ağırlığı 30-50 gr. arasındadır. Taneleri renk bakımından sarı, kırmızı ve beyaza yakın renktedir.
Kromozom sayıları ve genom formüllerine göre yapılan sınıflandırmalarda buğdaylar 3 gruba ayrılır;
Diploid grup (AA) kaplıca grubu da denir. ( n=14)
Tetraploid grup (AABB) makarnalık buğdaylar grubu da denir.(n=28)
Heksaploit grup (AABBDD) ekmeklik buğdaylar grubu da denir.(n=42)
Her grubun da kavuzlu yada çıplak yarı formları vardır.
Buğday nisbeten sıcak ve orta iklimleri sever. Çok sayıda çeşitlerinin olması, ona geniş bir yetişme alanı sağlamıştır. Buğday çimlenmesi için en az 3-4 derece sıcaklık ister. Toprak sıcaklığı 12-15 derece olduğunda ekilen buğday 7-10 günde toprak yüzüne çıkar. Genel olarak buğday kışa dayanıklı bir bitkidir. Buğday her toprakta yetişebilir. Derin, killi, tınlı-killi, humusça zengin topraklarda yüksek verim alınır. Makarnalık buğdaylar ekmeklik buğdaylara göre daha fakir topraklarda yetiştirilebilir.
Buğday başta olmak üzere arpa, çavdar gibi serin iklim tahılları kışa dayanıklıdırlar. Kışa dayanıklılık buğday çeşitleri arasında farklıdır. Çeşidin kışa dayanıklılığının önceden bilinmesi, üreticiye doğru tohumluk seçimi imkanı verir. Doğru tohumluk seçimi, şiddetli kış soğuklarında buğdayın don zararından korunmasını sağlar. Buğdayda ekim zamanı çok önemlidir. Uygun ekim zamanı düzenli çimlenme ve çıkış sağlar. Ekim zamanı ve yöntemlerinin seçiminde aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir.
Ekim Zamanı: Erken veya geç ekim sonucu bitki kışın şiddetli soğuklarından zarar görür. Uygun zamanda ekim bitkinin soğuğa ve kurağa dayanıklılığını artırır. Çukurova ve Ege Bölgesi’nde en uygun ekim zamanı 10 Kasım-15 Aralık arasıdır.
Ekim Derinliği: buğday ekimi 5-6 cm derinliğe yapılabilir. Tohumluğun bin tane ağırlığına veya iriliğine bakılır. Derinlik küçük tohumlarda 4-5 cm, iri tohumlarda 5-6 cm olabilir. Toprağın kuru veya tavlı olması da ekim derinliğine karar vermede önemlidir.
Ekim Yöntemi: Buğday ekimi, gübre yayıcısı (fırfır) veya mibzerle yapılır. Mibzerle ekim tohumdan tasarruf sağlar. Mibzerle 16-20 kg/dekar tohumluk kullanıldığı halde, yayıcıyla bu oran 30 kg/dekar’ a çıkmaktadır. Yüksek verim için sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır. Tohumluk alırken tohumlar özel ambalajlarda olmalı, ambalaj üzerinde etiket bulunmalı ve etiket üzerindeki bilgilere ve uyarılara dikkat edilmelidir. Sertifikalı tohumlar buğday hastalığı olan sürme ve rastığa karşı ilaçlanmış olarak piyasaya arzedilirler.
Buğday, gübreye genellikle iyi tepki veren bir bitkidir. Kıyı bölgelerimiz (Ege, Akdeniz, Çukurova) ve Güneydoğu Anadolu’da dekara 14-16 kg. Azot ve 6-8 kg. Fosfor tavsiye edilmektedir. Azotlu gübrenin yarısı ve fosforun tamamı ekimle birlikte taban gübresi olarak (mibzerle verilmesi daha uygundur), Azotlu gübrenin diğer yarısı ise, bölerek veya bir defada, kardeşlenme ve sapa kalkma dönemlerinde üst gübre olarak verilir.
Yabancı otlarla mücadele de önemli bakım işlerinden biridir. Özellikle ekim nöbeti uygulanmayan, buğday üstü buğday ekimi yapılan bölgelerde, buğdaygil yabancı otları ve yabani yulaf ayrıca diğer geniş yapraklı yabancı otlar, buğday tarımını etkiler. Verim ve kalite azalması her yıl artarak devam eder. Bu amaçla kullanılacak herbisitler kardeşlenme sonrası, sapa kalkma dönemlerinde kullanılmalıdır.
Ülkemizde Buğday sulanmadan yetiştirilmektedir. Kurak geçen yıllarda, sulama imkanı olan bölgelerde, özellikle sapa kalkma ve çiçeklenme başlanğıcında buğday sulanmalıdır.
Hastalıklarla mücadele de en önemli bakım işlerinden bir tanesidir. Çiçeklenme döneminde buğdaya arız olan en önemli hastalıklar fusarium, pas ve septoria hastalıklarıdır. Epidemi yıllarında büyük verim kayıplarına neden olur. Dayanıklı çeşit kullanımı bu tip hastalıklara karşı en iyi yöntemlerden biridir. Yeni ıslah edilen ve piyasaya arz edilen çeşitler (SERİ 2013 çeşidimiz) pas hastalıklarını 5-6 yıl tolere eder daha sonra bu hastalığa karşı hassaslaşabilir. Ancak bu kadar çok etmenin hepsine tolerant bir çeşit geliştirilememiştir. Bu nedenle kimyasal mücadele de kullanılmaktadır.
Buğdayın en önemli zararlıları Süne, kımıl, zabrus, bambul ve çekirgelerdir. Bu zararlılara karşı bazı bölgelerde ülkesel mücadeleyi Tarım bakanlığı yürütmektedir. Bu konuda (kimyasal veya biyolojik mücadele) teknik teşkilatlardan destek almakta yarar vardır.
Yurdumuzda buğday için hasat zamanı bölgelere göre değişmekle beraber Mayıs sonu – Temmuz sonu arasındadır. Tanedeki nem oranı % 13 olduğunda en uygun hasat zamanıdır. Bitkilerin tamamen sarardığı ve danelerin sertleştiği dönemde hasat biçerdöverle yapılır. Hasatta gecikme dane kaybını artırır. Depolanacak buğdayın nem oranı % 13 ü geçmemelidir.